×

Bu binaya da kütüphane yakışırdı!-Çorum

Daha önce İstiklal İlköğretim Okulu olarak hizmet veren tarihi bina, Nisan 2012 tarihinden bu yana Hasan Paşa Yazma Eser Kütüphanesi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kurdelesini kestiği kütüphanenin kapısını çalıp, binayı bir de kütüphane haliyle görelim istedik. Halihazırda Müdür İsmail Duyar ve kütüphaneci Selma Yıldıran Atcı’dan başka çalışanı olmayan kütüphaneyi gezince, ‘bina kütüphaneye, kütüphane de binaya ne kadar yakışmış’ diyorsunuz.

Bina ve işlevinin birbiriyle örtüşmesinin yanı sıra Müdür İsmail Duyar ile konuştuğumuzda, ‘müdür seçimi de tam isabet’ kanaati oluşuyor kafamızda. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik bölümü mezunu İsmail Duyar, İstanbul İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü’nden sonra memleketi Çorum’da hizmet vermenin, memleketi için bir şeyler yapmanın heyecanı içinde. Duyar, bir kütüphanenin görselliğinin yanı sıra içeriği ile de okuyucuya en iyi hizmeti vermesi gerektiği düşüncesinden hareketle Hasan Paşa El Yazması Eserler Kütüphanesi’nin en kısa sürede eksiklerinin tamamlanacağını söylüyor. ‘Bu kütüphane Çorum için bir kazanç, bina için de en doğru karar verilmiş’ diyen  Duyar’ın sözlerine katılmamak mümkün değil.

Çorum el yazması eserler bakımından ne kadar tanınıyor?
Bu işi araştıranlar, yazma eser üzerine çalışanlar, akademisyenler, araştırmacılar sadece Çorum’u değil, Türkiye’deki bütün yazma eserler kütüphanelerini iyi tanıyorlar.

Çorum’un yeri ne peki?
Çorum’un yeri çok önemli. 17 yerde böyle yazma eser kütüphanesi var. Çorum da bunlardan bir tanesi. Bu kütüphane Çorum için bir kazançtır.

Çorumlusunuz ama, ağırlıklı olarak İstanbul’da görev yapmışsınız. Çorum’a dönmek nasıl bir şey?
Biraz da bilgi birikimimizi memleketimize harcayalım dedik. Burada olmak güzel, oradaki ortamı buraya taşımak amacımız. Birebir olacak mı derseniz, zamanla olacaktır.

Ordaki ortam deyince demek ki Çorum için hayal ettiğiniz bir şeyler var. Neler düşünüyorsunuz Çorum için?
Kütüphanecilik işi bir takım işidir. Her iş böyle bana göre. Bir okuyucumuz geldiği zaman istediği hizmeti buradan kesinlikle alabilmeli. Görsellik geri boyutu. Olması gereken, ama esas hizmet noktası o değil. Tabiki okuyucu geldiğinde gördüğü, çalıştığı ortamın rahat olmalı, rahatsız edilmemeli, istediği bilgiyi kolay ve hızlı bulmalı. Biz bu hizmeti verdiğimize inanıyoruz. Bunu yaptık tamam diye düşünmüyoruz. Hizmeti geliştirerek arama motorlarında yazma eserlere okuyucular ulaşabiliyor. Oradan şu eseri istiyorum deyince nokta atışı ile  istediği bilgiye ulaşmalı. Başkanlığımızın istediği de bu. Amaç bütün kütüphaneleri aynı seviyeye getirmek. Bence İstanbul’da ne olursa, Çorum’da da aynısı olması gerekiyor.

Yazma eser kütüphaneleri arasında iletişim var mı?
Var. Hem personel, hem müdürler, hem de başkanlığımız ile iletişim var. Meselâ yapmak istediklerimizden bir tanesi, kitapların geri planda sayımı. Yeni bir sistem var. Kitapların içerisine yerleştirilen çiple elinizdeki kitapları yarım saatte sayabiliyorsunuz. İstanbul İl Halk Kütüphanesi’nde yaptık biz bunu. 55 bin kitaba çip yerleştirildi. Okuyucu raf sisteminde kitabı başka bir yere koyabilir. Siz o kitabı hızlı bir şekilde bulabiliyorsunuz. Bütün teknik işlemleri yazma eserler kütüphanesinde uygulamak istiyoruz. Hizmet noktasında da okuyucunun dünyanın neresinde olursa olsun internet üzerinden hızlı bir şekilde bilgiye ulaşmasını sağlamak istiyoruz. Şu anda bu yapılıyor zaten. Amaç bunu daha fazla geliştirerek, çok daha geniş kapsamlı ulaşmasını sağlamaktır.

Bu söylediklerinizle birlikte neye ihtiyaç var  binada?
Bunlar belirlenmiş durumda. Olması için de biraz zamanımız var şu anda.

Ya da paraya.
Evet. Bununla ilgili başkanlığımız bütçe çalışmalarını yapmak için taleplerimizi istedi, biz yazdık gönderdik. Hatta bunların içinde bazı noktalarda hizmet alımıyla  iş yaptırma seçeneklerimiz  dahi var. Bizim burada personelimiz yok, yetersiziz gibi söylemlerin arkasına sığınamayız asla. Sorun var ama çözüm de var. Hizmet alımına giderek eksiklerimizi giderebiliriz. Mevcut kitaplarımızı koruyup kollayıp gelecek nesillere aktarmak amacımız. Bu sadece Çorum Hasan Paşa El Yazması Eserler Kütüphanesi’nin sorunu veya sorumluluğu değil, bu tüm kütüphanelerin sorunudur. Ecdadımızdan kalmış yegâne eserler, çok emek verilerek hazırlanmış, o dönemin bilgisini, durumunu, konumunu her yönden günümüze getiriyor. Bunların da geleceğe taşınması gerekiyor.

Ne kadar yazma eser var Çorum’da?
3 bin 693 adet yazma eserimiz var. 5 bin 960 dolaylarında matbaa baskısı kitabımız var. Bunların bir kısmı da İskilip İlçe Halk Kütüphanesi’nde. Bunlar da zamanla kütüphanemize kazandırılacak. Bu hizmetler yapılırken o eserlerden de okuyucuların yararlanmasını sağlamak istiyoruz. Kütüphane bu nedenle Çorum adına çok güzel bir adım oldu. Hem de böyle bir binada. Biz kendimizi şanslı görüyoruz.

Bina size ilham mı veriyor?
Veriyor. Gelip te kötü olmuş diyeni ben görmedim. Çalışmalarımızdan büyük keyif alıyoruz.

Bir dönem yazma eserlerin bir kaç merkezde toplanması gibi bir düşünce vardı. Bundan dönülmesi iyi oldu diyebilir miyiz?
Denilebilir. Bilgiyi merkezi yerde tutmanın ulaşılırlık olarak kolay görünen bir tarafı var ama, bu böyle bir şey değil. Bir de bu bölgesel anlamda önemli. Bölgeler çekim merkezi haline gelmeli. Teknoloji çok gelişti, dünya küçüldü. Bu teknoloji kullanılarak değişik alanlarda da aynı hizmeti merkez gibi yapabilirsiniz. Bunda sıkıntı yok. İletişimin bu kadar hızlı olduğu günümüzde bilgiyi tek noktaya taşımak çok da anlamlı görünmüyor.

Boğazkale Sfenksi’nin Çorum’da sergilenmesi gibi…
Çünkü bu kültür buraya ait, burada doğdu, burada yaşadı, burada izleri var hâlâ. Siz onu alıp yapay bir ortama götürdüğünüzde, daha fazla insan görecek belki ama, gerçek anlamda topraklarının ya da sergilendiği yer orası olmadığını bilecek. Burada bir eksiklik olacak. Her hizmet ülkemizin her noktasına gidebilmeli. Bunun için bize de çok görev düşüyor. Aynı kalitede yapmak için çaba göstermemiz lazım. Kendimizi geliştirmeliyiz. Standartların içine girip, atadan böyle geldi böyle gider mantığı olmamalı. Atamızdan gelenin üzerine bir şeyler koyup geleceğe taşımalıyız. Yani bunu her alanda yapmamız gerekiyor. Bir şeyi hep aynı şekilde yaptığınızda gelişmiş olmazsanız. Üstüne bir şey koyduğunuzda gelişmiş olur. Her saat zamanı gösterir ama şekilleri farklıdır, albenileri vardır. Hiçbirimizin yapmak zorunda olduğumuz, yapacağımız görevleri bir lütuf gibi görmememiz lazım. Herkesin yaptığı işi en iyi şekilde yapmak gibi bir zorunluluğu var. Olması gereken budur. Bunlar güzel şeyler tabi. Yazma eser kütüphanemiz adına değil, halk kütüphaneleri, çocuk kütüphaneleri adına güzel gelişmeler oluyor Türkiye’de. Bununla beraber okuyan kitlemiz de gelişiyor. Yüzde oranı az olduğu için belki toplum az okuyor gibi görünüyor bana göre okuyan da çok. Ama bu zaman alan, alışkanlıklarla, toplumsal, ekonomik, sosyal şartlarla ilgili bir şey. Bence kütüphaneler kullanılıyor. Kütüphanelerde çalışan kütüphanecilik bölümü mezunlarının sayısının artması da iyi bir gelişme.

Yazma eserlerin hepsi ne zaman buraya gelir?
En büyük amacımız eserlerimizin buraya gelmesi. Bu biraz teknik bir mesele. Hazır herşey. Sadece binamızın fiziksel anlamda buna yeterlilik şeklini vermemiz gerekiyor. Buna da mühendisler karar verecek. Çok uzun süreceğini zannetmiyorum. En fazla 3 ay sürebilir. Bizim için kitapların orada olması çok büyük bir handikap mı, hayır. Hizmet noktasında eksik bir şey yok. Materyalle ilgili bir talep durumunda dahi hizmeti veriyoruz. Bununla ilgili bir engelimiz yok. Kitaplarımızın bir an önce elimizin altında olmasını istiyoruz. Şimdi kütüphane sanki onlarsız bir boşluktaymış gibi. Bir yanımız eksik kalıyor.

Bina yeterli değil mi?
Binamız son derece yeterli. Hiçbir sıkıntımız da yok. İhtiyaçlarımız var. Türk İslâm El Sanatları Atölyemiz var. Burada hat, tezhip, minyatür kursları açacağız. Yoğun katılımlı değil, daha çok sonuç alınabilen kurslar olacak. Hocalarımızla görüştük. Mini bir seminer, toplantı salonumuz var. Personel sayımız arttıkça daha değişik çalışmalar yapacağız. Bir kütüphanede olması gereken neyse, bizim amacımız burada hepsini yerine getirmek. Olmaması için hiçbir engelimiz yok, çok şükür.

İstek de var.
Evet. Bir çırpıda bu hale geldiyse, daha da iyi olacaktır.

Evinde el yazması bulunduranlara çağrı
Kütüphane Müdürü İsmail Duyar hemşehrilerine bir de çağrıda bulunuyor ve “Evinde el yazması eser bulunanlar bunu kütüphanemize verebilirler. Böyle bir zorunlulukları yok tabiki. Ama burada daha çok insanın faydalanacağı bir eser ellerinde ise, bize başvurmaları halinde değer tespit komisyonunun belirlediği bedel üzerinden ödeme yapılarak ecdadımızın yadigârı kitapları kütüphanemizde araştırmacıların istifadesine sunabiliriz.” diyor.

Gülesin Ağbal  DEMİRER

Kaynak: http://www.corumhakimiyet.net