Geçmişi arıyoruz

Geçmişi arıyoruz

Erzurum’la ilgili tarihi kayıtlarda yer alan, ancak kaybolan tarihi kütüphaneler hakkında bir araştırma yapılıyor. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nce Erzurum’daki tarihi kütüphanelerle ilgili olarak, bir araştırma çalışması yürütüyor. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Dündar Alikılıç’ın yaptığı araştırma kapsamında, Erzurum’un tarihi kayıtlarında olup, ancak kaybolan kütüphanelerine ilişkin bilgiler toplanıyor.

ERZURUM KÜTÜPHANELERİNİN TARİHİ

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Dündar Alikılıç, kütüphanelerin, her türlü yazılı basılı belge ve yayının korunup, gerektiğinde yararlanılması için yapılmış yapılar olduğunu belirterek, Erzurum’daki bu yapıları incelerken, olayın tarihi seyrini göz önüne alarak, nasıl gelenekleştiğini ortaya koymaya çalışacaklarını kaydetti. Alikılıç, tarihin ilk dönemlerinden itibaren Bizans, Sasani ve Pers gibi değişik kültür ve medeniyetlerin idaresi altında kalmış olan Erzurum’un, Hun akınlarıyla birlikte Türk medeniyetiyle tanıştığına işaret ederek, “Erzurum, Hz. Osman döneminde başlatılan fetihlerle İslam; Selçuklu hükümdarı Sultan Alparslan’ın, bu bölgeyi Saltuk Bey’in idaresine vermesiyle de, Türk- İslam medeniyetiyle tanışmıştır. Malazgirt zaferinden sonra Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı Anadolu’da kurulmuş ilk Türk beyliği olan Saltuklular’ın başkenti olmuş olan Erzurum, İlhanlılar ve en son Osmanlılar döneminde de önemli merkezlerden biri olmaya devam etmiştir.” diye konuştu.

ERZURUM KÜLTÜRÜNE RUS DARBESİ

Erzurum’da kültürel anlamda ilk İslami dönem mimari eserlerinin Saltuklular devrinden kalma olduğunu belirten Alikılıç, Selçuklular döneminde ise, Erzurum’da bulunan en ihtişamlı abidenin;  Çifte Minareli Medrese olduğunu dile getirdi. Hatuniye Medresesi adı ile de bilinen medresenin, 1828 Rus işgalinde çok zarar gördüğünü anlatan Yrd. Doç. Dr. Dündar Alikılıç, “Ruslar kapısını söküp, bazı yazmalarla birlikte götürmüşlerdir. Bugün Rusya’nın Petersburg şehrindeki kütüphanede Erzurum’dan kaçırılan kitaplar sergilenmektedir. Selçukluların yıkılışından sonra Erzurum’da İlhanlılar devri başlamıştır. Bu dönemde Erzurum mimari açıdan altın çağını yaşamıştır. Bu eserlerin çoğu bazı tahribata rağmen günümüze kadar ulaşabilmiştir. En önemli eser ise Yakutiye ve Ahmediye Medreseleri’dir. Bu medreselerdeki kitaplıklardan ve kitap sayıları ile ilgili bir malumat bulamadık; ama Yakutiye Medresesi’nden mezun olan Trabzon- Of Müftüsü Hacı Salih Efendi’nin Çaykara’daki kütüphanesinde Yakutiye Medresesi mühürlü kitaplar olduğunu tespit ettik.” dedi.

OSMANLI DEVRİ KÜTÜPHANELERİ

Osmanlı Devleti’nde sosyal hizmetlerin büyük bir kısmının, hayır sahiplerinin kurduğu vakıflar vasıtasıyla yürütüldüğünü hatırlatan Alikılıç, “Bu vakıflar arasında müderris ve öğrencilerin, mahallelerde de mahalle halkının kitap ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmış kitap ve kütüphane vakıfları da bulunmaktaydı. Bu kütüphaneler ilk devirde cami, türbe ve tekke gibi müstakil bir hayır kurumunun içerisinde kurulmuşlardı. Daha sonraki yüzyıllarda da aynı gayeye yönelik, yine bir vakıf kuruluşu olan müstakil kütüphaneler ortaya çıkmıştır. Bu yüzden Osmanlı devri kütüphaneleri karşımıza bir vakıf kuruluşu olarak çıkmaktadır.” şeklinde konuştu.

Osmanlı kayıtlarında, Erzurum’da yapılmış en eski tarihli kütüphanenin, 1737 tarihinde tesis edilmiş olan Habib Efendi Kütüphanesi olduğunu kaydeden Alikılıç, “Şeyhler Mahallesi’nde, Habib Efendi tarafından yaptırılan kütüphanede 245 adet kitap bulunmaktaydı. Bu kütüphane, Erzurum’da kaydı bulunan ilk ve özel kütüphanelerden olduğu sanılmaktadır. 18. yüzyılda yapılan diğer bir kütüphane Halil Efendi Kütüphanesi’dir. Çukur mahallede, Zeynel Camii yakınında Halil Efendi tarafından 1747 yılında kurulmuş, 240 cilt kitabı bulunmaktaydı. Bu dönemde yapılan başka bir kütüphane ise Erzurum Valisi Yazıcızade İbrahim Paşa’nın kurduğu kütüphanedir. 1748 yılında kendi adına yaptırdığı cami, medrese, mektep ve kütüphane gibi değişik hayratları bulunmaktadır. Çifte Hamam Mahallesi’nde kurulan kütüphanenin kaç adet kitabı olduğu bilinmemektedir. Bugün İl Halk Kütüphanesi’nde İbrahim Paşa vakfiyesi mühürlü kitaplar bulunmaktadır.” diye konuştu.

19. YÜZYILIN ERZURUM’DAKİ İLK KÜTÜPHANESİ

19. yüzyılda kurulan ilk kütüphanenin ise, Cennetzade Abdullah Efendi Kütüphanesi olduğunu anlatan Alikılıç, “Yukarı Mumcu Mahallesi’nde Cennetzade Abdullah Efendi tarafından 1834 yılında yaptırılmış olan kütüphanenin 450 kitabı mevcuttu. Erzurum kütüphaneleri içerisinde, kayıtlı kitap olarak en çok kitap bu kütüphanede bulunmaktaydı. Bu kütüphaneye ait bir katalogun el yazması bugün Gürcistan Bilimler Akademisi’nde bulunmaktadır. Bu dönemin bir diğer kütüphanesi ise Feyziye Camii yakınında 1845 tarihinden önce kurulan, kitap âdeti belli olmayan Muid Muhyeddin Efendi Kütüphanesi’dir.” dedi.

Erzurum’daki tarihi kütüphanelerden bir diğerinin de, Hacı Mehmed Efendi Kütüphanesi olduğuna işaret eden Alikılıç, şunları kaydetti: “Karakilise ( Karaköse) Mahallesi’nde 1871 yılında Erzurum’un meşhur ve ileri gelen ailelerinden Kaçırzade Hacı Mehmed Efendi tarafından yaptırılan kütüphanede 273 tane kitap bulunmaktaydı. Erzurum kütüphaneleri arasında kayıtlarda kuruluş tarihi belli olmayan iki kütüphane vardır. Hacı Dede Ağa Kütüphanesi, Pervizoğlu Camii bitişiğinde Mehmed Dede Selim Ağa tarafından yaptırılmış olup, içerisinde 330 adet kitap mevcuttu. Diğer bir kütüphane de Caferiye Mahallesi’nde Halil Efendi tarafından yaptırılan ve içerisinde 150 adet kitap bulunan Halil Efendi Kütüphanesi’dir.”

ERZURUM’DA İLK KÜTÜPHANE, 1940 YILINDA KURULDU

Erzurum’un kültür hayatına büyük katkılar sunan kütüphanelerin; Cumhuriyet döneminde de yapıldığını aktaran Alikılıç, “İlk kütüphane 1940 yılında Halkevi Kütüphanesi adı altında kurulmuş, 1952’den itibaren Umumi Kütüphane olarak hizmete devam etmiş, daha sonra ismi İl Halk Kütüphanesi olarak değiştirilmiştir. İl Halk Kütüphanesi bugün 70 bini bulan kitap sayısıyla birlikte, 400 adet yazma eser, 2 bin adet basma eser ve 53 adet Farsça eserle bölgenin kitap ihtiyacını karşılamaktadır. Bununla beraber 1957 yılında Atatürk Üniversitesi’yle beraber kurulan Üniversite Kütüphanesi 250 bini aşkın kitap yekûnuyla bölgenin en önemli kütüphanesidir. Ayrıca Üniversite Kütüphanesi, yazma eserler koleksiyonu olarak da Türkiye’nin nadir kütüphaneleri arasındadır. Zengin bir kültür geleneği olan Erzurum’da kitaplıkların da haliyle zengin olduğunu söyleyebiliriz. Bir gelenek şeklinde hala, Erzurum evlerinde, yıllardır babadan oğla aktarılan kitaplar saklanmaktadır. Bu özel koleksiyonların bazıları şunlardır: Namık Efendizade Rasim Efendi Kütüphanesi, Ramiz Efendi Torunu Handan Çavuşoğlu Kütüphanesi,, Feyyaz İbrahimhakkıoğlu, Selahattin İpçi, Ali Karasu,Turgut Ilıcalı ve Ezel Elverdi Kütüphanesi”

Kaynak: http://www.erzurumgazetesi.com.tr