×

Kara delik geçidinden Yıldızlararası’na yolculuk | Dila GÜNAY

[avatar user=”dilagunay” /]
Dila GÜNAY

Üniversite Tarihi Arşivi/Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi

NASA’nın 10 Nisan 2019 tarihinde tüm dünyaya açıkladığı ve bilim dünyasının çığır açan olarak nitelendirdiği Event Horizon Teleskobu tarafından bugüne kadar çekilmiş ilk kara delik fotoğrafının yankıları hâlâ sürmekte.

55 milyon ışık yılı uzağımızdaki M87 galaksisinin tam merkezinde olmasına rağmen görebildiğimiz fotoğrafın, dünyadaki 8 farklı noktaya yerleştirilmiş radyo teleskoplardan alınan X-ışını verilerinin bir ağ yardımıyla birleştirilmesinden oluşturulduğu ifade ediliyor. Kara delikleri ışık yaymayan ve yakın çevresindeki maddeye hükmeden gizemli yapılar olarak biliyoruz. Tam bu noktada Einstein’in kütle çekim kuramı karşımıza çıkıyor. Fizik konusunda bir uzman olmadığımdan bu konudaki yorumları işin uzmanlarına bırakıyor, uzun uzun kara delik nedir, uzay zaman kavramlarının detayları nelerdir kısmına hiç girmeden devam ediyorum.

Fotoğrafı gördüğüm an, yakın dönem film hafızamızda yer edinen bilim kurgu dalında çekilmiş en iddialı filmlerden olan Interstellar (Yıldızlararası) geldi aklıma. Bilim kurguyu çok seven bir film izleyicisi olarak Interstellar ile ilgili azami düzeyde objektif olmaya çalışacağımı söyleyerek başlamalıyım sözlerime. 2014 yapımı bir film olması ve hakkında onlarca yazı yazılmasından dolayı konusunu kısaca özetleyip bu filmi neden ve özellikle niçin bu dönemde izlemeniz gerektiğinden bahsedeceğim.

Dünyadaki yaşam, küresel iklim değişikliklerine bağlı olan kuraklık sebebiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Sonun başlangıcını yaşamakta olan dünyayı kurtarmak için başka gezegenlerde insan yaşamına en uygun gezegeni bulup kolonileşme hedefi taşıyan keşif ekibi, bir solucan deliğinden geçerek başka boyutlarda umudu aramak üzere yola çıkar. Ne zaman döneceği, hatta dönüp dönemeyeceği bile belli olunmayan bir uzay görevi için ardında sevdiklerini bırakan bir babanın ailesine duyduğu sevgiyi Matthew McConaughey’in oyunculuğuyla derinlemesine yaşıyoruz. Kainat, kara delikler, boyutlar arası yolculuk, aşk, aile bağları ve sevgiyle harmanlanmış güzel bir senaryo.

Yönetmen koltuğunda The Dark Knight ve Inception filmlerinden tanıdığımız Christopher Nolan’ın oturduğu filmin başrollerini En İyi Erkek Oyuncu dalında akademi ödüllü Matthew McConaughey, Anne Hathaway ve Michael Caine paylaşıyor. Yapımcı kadrosunda filmin hem yapımcısı hem de bilimsel danışmanı olan, dünyanın en önde gelen teorik fizikçilerinden Stephen Hawking ve Carl Sagan in çalışma arkadaşı Kip Thorne bulunuyor. Kip Thorne’un, Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi’nin astrofiziksel çıkarımları konusunda dünyanın en önde gelen araştırmacılarından biri olması Interstellar’ın farkını bir kez daha ortaya koyuyor. Thorne’un danışmanlığında kurgulanan filmin baştan sona bilimsel kuramlara dayandırılması amaçlanmış. Christopher Nolan’ın Inception ve The Dark Knight serisinde beraber çalıştığı ekibin yanı sıra, unutulmaz filmler arasına giren Contact filminin de yapımcısı olan Lynda Obst da kadroda yer alıyor.

Christopher Nolan, “Olağanüstü görsel efektler ve Hans Zimmer’in efsane müzikleriyle adeta sizi başka boyutlara götürmeye söz veriyoruz”, diyor.

Kendi türünde ve konusunda daha iyileri çekilir mi, elbette çekilir; ama ne zaman? Daha iyisi çekilene kadar türünün en iyi örneklerinden olan Intersteller’ı ister gök bilimine ilgili olduğunuz için ister hiç aşina olmadığınız için izleyin; ama mutlaka izleyin.

Yıldızlararasına yolculuğu siz de deneyimleyin.

İyi seyirler:)