×

Eşekli kütüphaneciden bugüne hâlâ kütüphane yasası yok! Aydın İLERİ

Kütüphane Haftası bugün başlıyor. Bir hafta boyunca kitap, kütüphane ve kütüphanecinin önemini, bilgi kaynakları ile teknolojilerinin etkili kullanımı üzerine konferans, panel, söyleşi, sempozyum, seminer ve çalıştaylar yapılacak.

Kütüphane Haftası 55’inci kez kez kutlanırken Türkiye’deki kütüphanelerin ve kütüphanecilerin durumu pek iç açıcı değil. Kütüphanelerin fiziksel, niteliksel yetersizliği ve kütüphanecilerin çalışma koşulları bunun başlıca nedenleri…

Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı ve Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Aydın İleri’yle kütüphane ve kütüphanecilik üzerine konuştuk. İleri, “Ne zaman kütüphanecilik yasamız olur, ne zaman bir politika metni olur kütüphaneler için, o zaman gerçek çözüme giden yolda adımlar atmaya başlarız.” dedi.

Bugün kütüphaneler daha çok ders çalışma mekanları olarak görülüyor. Bu algıyı oluşturan nedir?

Okullarda kütüphane olmaması, olanların yetersizlikleri yurttaşların halk kütüphanelerini, yerel yönetimlerin kütüphanelerini yoğun olarak kullanmasına yol açıyor. Özellikle dershanelerin kapatılmasıyla birlikte kütüphanelerde ciddi bir ders çalışan öğrenci yoğunluğu oldu. Kütüphanelerdeki rahat-konforlu ortam ve birçok rakiple yan yana kütüphane ortamında çalışmak bir motivasyon kaynağı. Ekonomik koşulların zorlukları, mevsime göre evlerde ısıtma ve soğutma yeterli olmaması, ders çalışacak ayrı bir oda olmaması da kütüphaneleri kullanmak için önemli gerekçeler.

Kütüphanelerin onlarca hizmet alanından biri de elbette ders çalışılması ama nerdeyse tamamen ders çalışma salonu, etüt merkezi haline dönüştü. Umudumuz ve dileğimiz kütüphaneye test çözme ve ders çalışma amaçlı gelenlerin raflarda onların okumasını bekleyen kitaplara da ilgi göstermesi, okuması.

Peki, kütüphanelerin asıl amacı nedir?

Asıl amacı diye sınırlamak çok doğru değil. Kütüphane türlerine göre amaçlar değişebiliyor. Yurttaşlar ihtiyaçlarına göre; bilgi edinme, araştırma yapma, dinlenme, eğlenme, oyun oynama, müzik dinleme, film izleme, kaliteli zaman geçirme, sosyalleşme, etkinliklere katılma, özgürce internet kullanma, kitap okuma, kitap ödünç alma, sanatla buluşma, kişisel gelişim ve yaşam boyu öğrenmek için kütüphanelere gelebilir.

HER YERDE KÜTÜPHANE OLMALI

Kütüphanelerin doğru kullanılması ve işlevsel hale getirilmesi için neler yapılmalı?

Sıfır yaştan başlayarak çocuğun kitapla tanışmasına olanak sağlamak gerekiyor. Evde, mahallede, okulda, ilçede çocuğun yaşam alanı olacak her yerde, kütüphanecilerin çalıştığı nitelikli kütüphaneler olmalı. Okumayı bir ihtiyaç olarak hissettirerek, okumayı alışkanlık ve bir üst aşaması okuma kültürü kazanmış, araştıran, sorgulayan, analitik düşünen, yaratıcı yurttaşları topluma kazandırabiliriz.

Kütüphanecilerin farklı disiplinlerden uzmanlarla bir arada çalıştığı; nitelikli koleksiyonu olan, konforlu ve sürdürülebilir okul öncesi kitaplıklar, çocuk kütüphaneleri, okul kütüphaneleri, halk kütüphaneleri, tematik kütüphaneler kurulmalı. Eğitimler, oryantasyonlar, kültür sanat etkinlikleri, okuryazar buluşmaları yapılması kütüphanelere işlev kazandıracaktır.

Kitap fuarlarına ailecek katılım, kitabevlerini ailecek gezme, ev kitaplıkları, evde birlikte okuma saatleri bu süreci pekiştirir. Serbest okuma saatleri çok önemli. Serbest okuma saatleri uygulamasının en başarılı örneği Köy Enstitüleri öğrencilerinin okuma kültürü ve kültür yaşamına kattıkları ortadadır.

TÜİK verilerine bakılırsa kütüphaneler konusunda tozpembe bir tablo var. Devlet bu konuda üzerine düşeni yapıyor mu?

TÜİK verileri gerçekçi veriler değil. Kütüphanecilik alanında olumlu gelişmeler var ama bunlar sürdürülebilir ve tüm ülkede kütüphane fotoğrafını değiştirecek önemde değil. Merkezi ve yerel yönetimlerde kütüphaneler konusunda yeterli özveri ve kararlı bir kültür ve kütüphane politikası halen yok. Kalıcı çözümler yok.

Geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın 5 yıllık stratejik vizyon belgesinde kütüphane ve kitap cümlesi bile geçmiyordu. Okullarda kütüphane yok. Öğrenciler bazı özel okulları saymazsak anaokulundan liseye ‘kütüphanesiz’ bir eğitim ile yetişiyor. Üniversitelerin durumu da çok parlak değil.

Planlanmış, hedefleri olan bir kütüphane politikamız yok. Neredeyse her seçim öncesi kütüphaneler için benzer replik vaatler veriliyor, metinlerde ve konuşmalarda, arşivlerde kalıyor.

Ne zaman kütüphanecilik yasamız olur, ne zaman bir politika metni olur kütüphaneler için, o zaman gerçek çözüme giden yolda adımlar atmaya başlarız.

Raflardaki kitaplar kadar kütüphanecilerin de önemli olduğunu düşünüyorum. Kütüphanecilerin görevi sadece kitapları kayıt altında tutmak olmamalı… Tarihten örnek verirsek, ‘Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz’ bugünkü kütüphanecilere neler söylüyor?

Güzelgöz’ün çalıştığı yıllar ile günümüzü kıyaslamak çok zor. Ama meslektaşlarımız az personelle, çok iş, çok okur, daha fazla hizmet üreterek günümüzün Mustafa Güzelgöz’leri oluyor. Toplumdaki ve teknolojideki değişime kütüphanelerin değişimi ve uyumu için kütüphanecilerde ellerinden geldiğince çalışıyor. Dileriz çalışma koşulları, çalışma mekânları, çalışma zamanları ve sosyal hakları çoğalır.

TEMA: ‘DÖNÜŞEN KÜTÜPHANELER’

Her yıl 25-31 Mart tarihleri arasında Kütüphane Haftası kutlanıyor. Bu kutlamaları nasıl değerlendiriyorsunuz. Toplumda farkındalık yarattığını düşünüyor musunuz?

Bu yıl 55’incisini kutlayacağımız Kütüphane Haftası, kütüphanecilerin STK’ları; Türk Kütüphaneciler Derneği (TKD), Okul Kütüphanecileri Derneği (OKD), Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği (ÜNAK) Değişen Toplum tarafından ‘Dönüşen Kütüphaneler’ temasıyla kutlayacak.

Meslektaşlar olarak haftamızı keyifle kutlamak, mesleğimizin köklü mirasını keyifle yaşamak yerine hafta boyunca kütüphanelerimizin PR’nı yapıyoruz. Bu haftayı ülke çapında fırsata çevirme uğraşındayız. Söyleşiler, etkinlikler, aynı anda 81 ilde şehrin meydanlarında kitap okuma etkinliği düzenlenmesi, sergiler, dinletiler, kütüphane gezileri… Kütüphane Haftası gündemi bir kıpırdanma yaratıyor. Yerel ve ulusal basında az da olsa yer buluyoruz.

Rutin işler yanında kütüphane haftaları için üstün performans gösteren meslektaşlarımızı sizin aracılığınızla buradan kutluyorum. Gönüllerine, emeklerine sağlık.

EN ÖNEMLİ TALEP İSTİHDAM

Kütüphanecilerin çalışma koşulları açısından durum nedir? Taleplerinizi dile getirebiliyor musunuz?

Kütüphanecilerin kendi iş yoğunlukları, yetişmiş meslek uzmanının kütüphanelerde çalıştırılmaması, uzun mesai saatleri, 7/24 nedeniyle gece nöbetleri, sözleşmeli iş güvencesiz çalışma, taşeron çalışma, fazla mesaileri alamama, 3600 ek gösterge alamamak, C bendine geçememek, mobbing gibi sorunları var.

En önemli gündemimiz ise istihdam. Binlerce alan mezunu işsiz. Kütüphaneci ve arşivci yetiştiren okullar meslek lisesi açar gibi açılıyor ve farklı disiplinlerden akademisyenlerle kütüphaneci yetiştirilmeye çalışılıyor. İstihdamı olmayan bir bölümün her yıl birkaç üniversitede açılması ciddi bir istihdam krizine yol açıyor. Kütüphanelere işin ehli personel alınması talebimizi de buradan tekrarlamakta fayda var.

Kaynak