×

Türkiye’de Bağımsız Çocuk Kütüphaneleri-Prof. Dr. Bülent YILMAZ

22.11.2012  tarihli Zaman Gazetesi’nde, Duran Savaş’a ait “Bu kütüphane çocuklara özel!” konu başlığında, “Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, il halk kütüphanelerinden ayrı olarak müstakil binaya sahip her ilde bir çocuk kütüphanesi kurulması için harekete geçtiğine” dair bir haber yayınlanmıştır.”  Haberde “Kültür ve Turizm Bakanlığı, valiliklere yazı göndererek kütüphane için yer tahsisi yapılmasını istedi. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, il halk kütüphanelerinden ayrı olarak müstakil binaya sahip her ilde bir çocuk kütüphanesi kurulması için harekete geçti. Çocuk kütüphaneleri projesi, 2013 yılı içinde hayata geçirilecek. Bakanlık, atıl durumdaki kamu ya da özel binaların kütüphane olarak kullanılabileceğini belirterek, valiliklerden bu durumdaki binalar hakkında bilgi istedi. Sakarya İl Halk Kütüphanesi Müdürü Reşat Özçayır, kütüphanelerinde çocuk bölümünün bulunduğunu, yeni düzenleme ile artık çocuk kütüphanelerinin müstakil binalarında hizmet vereceğini belirtti.” konularına değinilmiştir.

Prof. Dr. Bülent YILMAZ  yukarıdaki konuya dair bir açıklama yapmıştır:

“Bir süredir hazırlığını yaptığını bildiğimiz KYGM’nin yeni uygulamasına ilişkin haber bugün Zaman Gazetesinde yer almaktadır.

Bu konuda çeşitli platformlarda  ve çalışmalarımda değerlendirmeler yaptım. Listede de düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Dünyada ve literatürde çocuk kütüphaneleri konusunda genel eğilim onların bir halk kütüphanesi bütünlüğü  içinde yer alması yönündedir. Bağımsız çocuk kütüphaneleri uygulaması bazı avantajlara sahip olmasına karşın dezavantajları ağır basan bir uygulama olma riski taşımaktadır. Liste tartışma sınırlılığında birkaç önemli noktanın altını çizmek isterim.

Uygulamanın avantajları; genelde kendine özgü tasarlanmış bina, sadece çocuklarla ilgilenen personel, yalnızca çocuklara yönelik seçilmiş derme, kütüphanede yetişkenleri rahatsız etmeden kullanım vb. olarak özetlenebilir.

Ancak bağımsız çocuk kütüphanesi; kütüphanede gençleri ve yetişkinleri göremeyeceği için çocukta kütüphane kullanmanın sadece çocuğa ve çocukluk dönemine özgü bir durum olduğu algısı yaratbilir. Bu daha sonraki süreçte alışkanlığın kesilmesine neden olabilir. Çocuğun, gençler, yetişkinler ve yaşlıların da kütüphane kullandığını görmesi, algı dünyasına bunu yerleştirmesi önemlidir. Çocuğu bağımsız kütüphanede diğer kullanıcı gruplarından, dolayısıyla toplumsal hayatın bütünlüğünden koparmış oluruz.

Ayrıca çocuk kütüphanelerinin kullanıcıları yalnızca çocuklar değildir. Anne-babalar,  abla- ağabeyler, öğretmenler vb. de çocuklarla birlikte kütüphaneye gelirler ve çocuklar çocuk bölümünde iken onlar da kendi bölümlerinde zaman geçirirler. Bağımsız çocuk kütüphaneleri kütüphaneye çocuklarla birlikte gelenler için dezavantaj yaratacaktır. Uygulamada bunun düşünüldüğü belirtilmekle birlikte yetişkinler için oluşturulacak alanların il-ilçe halk kütüphaneleri ölçüsünde olamayacağı açıktır.

Bunun dışında çocuk bölümü, gençlik bölümü ve yetişkinler arasındaki geçişi, gidiş gelişleri kesmek ya da kaldırmak doğru değildir. Çünkü her birisinin nerede başlayıp nerede bittiğini kestirmek güç. Bir çocuk isterse gençlik bölümüne de geçip dermeye bakabilmelidir. Ya da annesiyle yetişkin bölümünde olabilmelidir. Bu kadar kesin/keskin sınırlar doğru olmasa gerek. Bağımsız çocuk kütüphanesi bu açıdan da dezavantajlı bir durumdur.

Umarız planlaması iyi yapılır fakat Türkiye gerçekliğinde bağımsız çocuk kütüphanelerine ayrı personel bulunması sıkıntılı olabilir. Akla gelen ilk yol il ya da ilçe halk kütüphanelerinden bu kütüphanelere aktarma yapılması olacağı yönündedir. Bunun zaten ciddi düzeyde personel sorunu yaşayan  il-ilçe halk kütüphaneleri açısından sonuçları iyi değerlendirilmelidir. Kaynakların verimli kullanımı ve merkez birimin gücünü azaltmamak değerlendirmede öne çıkacak bir başka başlık olacaktır. Merkez kütüphanesi yeterli olmayan/sorunlu olan halk kütüphanesi sisteminde/organizasyonunda bu giderilmeden diğer parçaları (çocuk, şube, gezici vb.) güçlendirmeye ya da oluşturmaya yönelmek tercih edilen bir yönelim olmamalıdır.

Bu uygulama Türkiye’de geçmişte denenmiş ve işlemediği için giderek vazgeçilmiştir. Şu anda Türkiye’de bağımsız çocuk kütüphanesi sayısı son derece azdır.

Konu uygulamaya geçmeden önce tartışılarak, özellikle kütüphaneci arkadaşların görüşleri ve deneyimleri alınarak olgunlaştırılabilirdi.

İyi niyetle yola çıkıldığı açıktır. Umarız sonuçları olumlu olur. Ancak kişisel olarak istisnaları dışında bağımsız çocuk kütüphaneleri uygulamasını doğru bulmadığımı belirtmek isterim.”